Ana içeriğe atla



 Bölüm 2: Geriye Giden Gezegenler”

     Bazı akşamlar Elif de danışanları gibi yorgun hissediyordu. İnsanların hikâyelerini taşımak kolay değildi. Hele ki kendi hikâyen hâlâ tamamlanmamışsa…
    O gece odasında yalnızken kendi doğum haritasını açtı. Artık bu çizgiler, daireler, semboller bir dil olmuştu onun için. Haritanın tam ortasında gözü takıldı: Merkür retrosu, 12. evde.

    Düşünceler geçmişin sessizliğinde yankılanıyor, söylenememiş sözler gece uykularını bölüyordu. “Belki de bu yüzden hep başkalarının duygularına çevirmenlik yapıyorum,” dedi içinden. “Çünkü kendi duygularımı çocukken kimse duymamıştı.”
    12.ev, bilinçdışının evi. Orada bastırılanlar yaşar, oraya gömülen acılar rüyalara karışır. Elif o akşam ilk kez annesinin ölümünden sonra yazdığı ama asla kimseye göstermediği günlüğü açtı. “Annem öldü, ama ben hâlâ konuşuyorum onunla. Geceleri yıldızlarda yüzünü arıyorum.” Bu cümle, yıllar öncesinden yankılandı. İçinde bir düğüm çözüldü. Belki de ilk kez, çocuk Elif’in hâlâ orada olduğunu hissetti. Harita, sadece bugününü değil, geçmişte donmuş zamanları da çözüyordu.
    O haftaki seanslardan biri çok derindi. Danışanı Özgür, hayatında sürekli kaçan ilişkiler yaşadığını anlatıyordu. Haritasında Mars, 8. evdeydi; duygusal bağ kurmak onun için hem tutku hem de tehditti. Elif ona şöyle dedi:
“Senin bağlanma arzun, aynı zamanda seni yok edecekmiş gibi geliyor olabilir. Ama belki de bu, yok oluş değil, dönüşüm korkusu. Çünkü bazı bağlar seni yıkmaz; seni eski hâlinden çıkarır.”
    Özgür sessiz kaldı. Sonra başını kaldırdı, gözleri başka bir derinlikteydi:
“Ben hiç kimsenin gözümün içine bakmasına izin vermedim… Ta ki şimdiye kadar.”
    Elif, bu tür anları bir ‘astrolojik geçit’ olarak tanımlıyordu. Bir gezegen, bir ev ya da bir açı değil, iki ruhun kesişimiydi asıl önemli olan. Astrolojik harita sadece bir kapıydı. Asıl mesele, o kapıdan kiminle ve nasıl geçtiğindi.
Geceleri uyumadan önce bir deftere küçük notlar almaya başladı.
  • "Venüs 4. evdeyse, sevgi geçmişin sessizliğinde kalmıştır.
  • Mars 8. evdeyse, arzular seni değiştirir ama önce korkutur.
  • Ay Balık’taysa, kalbin her şeyi hisseder ama hiçbirini anlatmaz.
  • Ve Satürn 7. evdeyse, yalnızlık kader değil; öğretmendir."
Bu notlar belki bir gün bir kitap olurdu. Belki bir atölye. Belki sadece yıldızlarla kendi arasında bir diyalog… Ama her harita, her danışan, her gözyaşı ona bir şey öğretiyordu:

Ruh, kendi haritasında kaybolmaz. Sadece unutulmuş bir yönünü bekler.

© ASTROLOJİYERİ

Open Themes & Nahuatl.mx

Bu sitede yer alan tüm içerik 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında korunmaktadır. Astrolojiyeri.com’un yazılı izni olmaksızın içeriklerin kopyalanması, çoğaltılması veya yayımlanması hukuki sorumluluk doğurur.